Scroll to top
en tr

Öğrenme ve Boşluk Üzerine


Eda - 19 Şubat 2020 - 0 comments

Bir keresinde bir mimarla röportaj yaparken bana mimariyi şöyle anlatmıştı: “asıl mesele bütün bu duvarlarla, kolonlarla, sütunlarla nasıl bir boşluk yarattığındır. Mimari boşlukla kurduğun ilişkinin ta kendisidir.” Bu tarif beni öyle etkilemişti ki sonradan gezip gördüğüm yerlerin kendilerine değil de yarattıkları boşluğa bakar oldum.  Yaşamın içindeki güç, dayanıklılık ve esnekliğin de boşlukla olan ilişkimizle yakından ilişkili olduğuna inanıyorum. 

Hiçbir şeyin olmaması, hiç bir şey yapmama, hiçbir şey için çabalamama durumuyla nasıl baş ediyoruz? Baş ediyor muyuz? Yoksa kafamızdaki doğruyu ya da ‘olması gereken’i hayata dayatıyor muyuz? Modern hayatın bize öğrettiği gibi: “git ve istediğini al!” Tuttuğunu kopar!” “Bunu istiyorum ve bu olacak.” Burda bir tutkunun peşinden gitmekten bahsetmiyorum. Diretmekten bahsediyorum. İlle de olacak yaklaşımından. Akamayan bir nehir gibi. Diğer yanda olmakta olanın ağırlığı veya hafifliği, yoğunluğu veya seyrekliği ve boşluğu içinde öylece durabilmek var. Tıpkı bir ağaç gibi. Ve boşlukla durmayı bir kere öğrendiğimizde, yapma ve yapamama, olma ve olamama hallerinize alan tutabilmeyi öğrendiğimizde işte o noktada olmakta olanın mükemmelliğini görme şansımız var. Güç, dayanıklılık ve esneklik de tam buradan geliyor işte. Olmakta olanın içinde kendine alan tutabilmekten. Boşluk olmaktan… 

Öğrenme üzerine çalışan bir öğrenici olarak şunu söyleyebilirim ki öğrenme boşlukla kurduğumuz bağlantının ta kendisi. Yapamama halinin içinde nasıl durduğumuz, yapma arzusuyla nasıl bağlantı kurduğumuz ve sürdürme konusundaki kararlılığımızla ilgili bir mesele. Yaşamın ta kendisi. Buradan baktığımda işimle ilgili yeni bir tanım yapabiliyorum. “Öğrenme: bilmekle yapmak arasındaki boşluğu doldurmak.” Öğrenme Tasarımı: “Bilgi aktarmakla beceri geliştirmek arasındaki boşluğu doldurmak.” 

Bu fark edişlerle boşlukla kurduğum ilişki, boşlukta duruşum değişti. Hayatın içindeki boşluğu fark ettim, olduğum şeyle özlemlerim arasındaki boşluk. İhtimallerle gerçekleşenler arasındaki boşluk…. Ve nihayet, Hayat: doğum ve ölüm arasındaki boşluk. Şimdi bana herşey biraz boşluk gibi geliyor. İşte bu nedenle de çok heyecan veriyor.

Eda

 

Related posts